14 Ağustos 2018 Salı

Hiç Kolaylaşmıyor mu?

    Geçen gün bir şey paylaşmış ve "acaba çocuklar büyüdükçe ebeveynlik hiç kolaylaşmıyor mu?" diye sormuştum meğer böyle düşünen ne çok insan varmış.Oysa tanıdığım çoğu insan "büyüdükçe kolaylaşır merak etme" diye telkin ediyordu beni. 
Hamile olduğumu öğrendiğimde ilk önce annem kendi ulvi tecrübeleri ve gamlı baykuş haliyle beni düşünmeden sürekli "bulantı,kusma,aş erme,doğum acısı" üzerine konuştu.Sonra buna hamile olduğumu duyan aile üyeleri ve çemberin son halkası komşu teyzeler ve henüz bir kaç aylık annelik tecrübesi olan arkadaşlarım eklendi.En luzümsuz olanı da "uyu,iyi uyu çok ararsın bu zamanları" hayır uyku biriktirilen bir şey olsa neyse..
Ama hamileyken ne çok kilo aldım,ne ayılıp bayıldım,ne aş erdim nede bulantı kusma herhangi bir şey yaşadım. Genel olarak pozitif biri olduğum için ailemden ne kadar uzak kalırsam o kadar rahat olduğum için uzak durdum ve sakin geçirdim. Kontrol diye gittiğimde hastaneden çıkarken ağır kanama sonucu zorunlu sezaryene alındım haliyle kimse yetişemedi yine yalnızdım ama iyi oldu çok sakindim yinede tabi bu konuda bir kırgınlığım var bağğzılarına karşı(!) Hastaneye gelen başladı "bebek ona benziyor, şuna benziyor,ahh vahh bir haftada zor kalkarsın, yaran kışları hep şişip ağrıyacak, sütünde hemen gelmez, tek başına nasıl bakacaksın kimse yok yanında, çok gazlı olmasa bari.." 
   Çocuğun nasıl besleneceğini, nasıl giydirileceğini, hastayken neler yapman gerektiğini çocuğun annesinden daha fazla düşünen bir toplumda yaşıyoruz o yüzden bu "emiyor mu,sütün yarıyor mu,terler bak dikkat et" gibi kendine saklayamadığı fikirleriyle seni meşgul ve sinir edecek kişi sayısı bu ülkede metrekareye en az 3 tane düşüyor. Hadi bunları geçtik sonra başka başka  endişeler başladı.Karnım yine düzleşir mi,eşimle aramıza soğukluk girer mi,çocuk uyur mu,sünnet olsa mı olmasa mı, ne zaman konuşacak sonra aman allahım ne zaman susacak:) Her sorun bittiğinde yerini başka sorulara ve endişelere bırakıp gidiyor.
  Şimdilerde hem ülkenin durumu,ne olacak bu çocuğun geleceği,nasıl bir okula versek,spora gitmek istiyor trafik iş vs arasında bunu nasıl halledeceğiz?
Acaba iyi bir ebeveyn miyim, çocuğuma yeterli geliyor muyum.. Asıl önemli olan konulara hakkında endişeleniyor muyum? Heyyy napıyorum ben:) Niye bu kadar düşünüyorum yerine ne zamanlar böyle düşünüyorum da buldum cevabı.Hep o ebeveynlik kitapları ve mikemmel annelik blogları yüzünden ve hatta bazı yakınlarımın "ya sen ne güzel çocuk bakıyorsun,nasıl ilgilisin,biz çok severek takip ediyoruz minnağı ve seni,sen ne zaman büyüdün de anne oldun giz" demelerinin baskısı da var. Yooo ben harika bir anne değilim yani sanırım onların harika kavramına uyuyor olabilirim ama mesela daha az bağırmalıyım daha anlayışlı olmalıyım ve aslında birazda kuralcı olmalıyım ama olmuyor.Ama onların böyle söylemesi de bende baskı yaratabiliyor.
   

  Halbuki çocuk olmakta zormuş hakkını yemişim minnakların. Onlarında kendi aralarında ve yetişkinlerle olan iletişimlerinde savaş verdiği konular varmış. Anlaşılmaya çalıştıkları, dertlerini anlatmaya ve dinlenmek için verdikleri mücadeleleri.. Yada dışa vurmadıkça bilmediğimiz dertleri.
  
  Geçen gün Berkay'ın yaşadığı bir olayı paylaşayım; parka oyun oynuyoruz beraber sonra salıncağa bindi hemen yan salıncakta aynı yaşta bir çocuk var.Plajda zaten sürekli denk geliyoruz ama çok hırçın davranışları olduğu için Berkay yaklaşmıyordu onunla oynamaya.Sonra çocuk annesine " bu çocuk niye gözlük takıyoooo" diye sordu annesi "gözleri bozuk" dedi.Berkay bu sırada oralı değil bana gülümsüyor sadece.Sonra çocuk yine sordu "yani bu çocuk arızalı mı?" annede "eh işte takmazsa ileride daha kötü olur o yüzden takıyor arkadaş,tamam hadi sus" dedi.Hatta "işte o yüzden diyorum havuç ye,balık ye" falan dedi.

"Çocuklar aynı yaşta ama oğlan bizimkinin 3 katı daha ne yiyecek acaba? Çocuğu gün boyu meyveli yoğurt cips,mısır, krakerlerle falan besliyorsunuz hiç meyve falan yerken görmedik annesiiiiii" diyecektim, sustum. Meğer annelik duygum insanlığıma ağır basıyormuş bunu düşünmek bile kötüydü çünkü.Tamam mükemmel değilim tabi ki yanlışlarım olacak ama küçük bir çocuğun önünde böyle bir tartışma hoş olmazdı.Tabi ben böyle düşünürken Berkay kadına "Ben arızalı değilim! Ne kadar ayıp böyle söylemeniz,gözüm bozukta değil sadece daha iyi görebilmek için takıyorum ayhhhh" dedi ve kalktı. Kalbim binlerce parçaya ayrıldı sanki:( 
Çocuklar büyüdükçe neden ebeveynlik kolaylaşmıyor sanki.Büyüdükçe kendi yatağını yapıyor,yemeğe yardımcı oluyor,okul ödevlerini yapıyor,odasını temizliyor,arkadaş ilişkileri gelişiyor,kendini oyalıyor oyun istemekten vazgeçiyor.. Ama o zamanda okulda sorun yaşayıp gitmek istememesi,arkadaşlarıyla arasının bozulması,ergenlik asiliği,aşk sorunları falan olacak.En iyisi neden kolaylaşmıyor diye dert etmeyi bırakıp bunu kabul etmek.Hadi bakalım derin bir nefes alıyorum ve şimdilik öncelikli olan günlük,haftalık orta vadedeki sorunlara odaklanmayı seçiyorum.
Ebeveynlik oldukça keyifli aslında, sen her şeyi çözersin Giz dert etme. Nasılım ama kendi kendimi motive ediyorum ne yapayım:)

Not: Berkay geçen akşam dedi ki "eğer bir kardeşim olursa gözlüklü olsun istiyorum yani olmasında,olmasını istemiyorum bak ama olursa diye diyorum,gözlüklü olsun!"









13 Ağustos 2018 Pazartesi

Yazlıkçılık

  Kıyıya doğru yavaş yavaş yürüyorum. Deniz kenarına geldiğimde bir saniye bile beklemeden, düşünmeden kendimi suya bırakıyorum. Tatlı,huzur veren, dinç tutan bir serinlik..sırt üstü uzanıp gökyüzüne bakıyorum, masmavi sıcacık bir gökyüzü, tek bir bulut dahi yok. Kulağımda suyun içinde böylelikle dışarıda ki çocuk çığlıklarından,komşu şezlongda dönen dedikodudan izoleyim. Tuzdan ve durmadan dalıp çıkmaktan gözlerim yanmış. İnciri de fazla kaçırdım yine karnım ağrıyor. Evden yemeği hazırlayıp çıkmıştım ya düşünüp aklıma takılacak bir şey yok yoksa aklıma takılır rahat edemem biliyorum kendimi. 
Sakin ve huzurluyum, memleketimdeyim..
8 den önce denizden çıkmıyor, yemeğimizi yedikten sonra yürüyüşe çıkıyoruz. Sevdiceğim mırın kırın ediyor ama ben gecede denize giriyorum zaten içime mayo giyerek çıkıyorum evden ve bir şekilde kendimi suya atıyorum:)) Sabahtan daha güzel su, nasıl sakin sonra uzanıyorum şezlong da yanına yıldızları izliyoruz, biramızı yudumluyoruz..pek konuşmayız biz, el ele öylece duruyoruz..
..............................................................................................................
  Sıcak başıma nasıl geçtiyse artık o buğulu flashback den çıkıyor 5 sene sonrasına dönüyorum:)) Altı üstü plaja gidiyoruz ama sanki kavimler göçüne katılacak gibiyiz yahu şu halime bak;


Sandalyesi, oyuncakları, 3 çeşit deniz gözlüğü, paleti,şapkaları, havlular, kremler, hasırlar, atıştırmalıklar, meyveler vs.. 
Tam soyunup, yerleşip oturuyorum hoop bir bakıyor üç beş çocuk el ele koşarak suya atlıyor, eee o tek başına. Hemen komut geliyor tabi “teyzeee, anneeea kalkın şimdi çok güsel oyun buldum ben, bak burdan koşcaz cumburlop suya, ben üç deyince ok!” Ee ok tabi, senin gönlün olsun evladım. Gönlünü edip uzanıyorum tam güneşleniyorum "şöyle şeftali kıvamında yanarım bu sene,ne güzel" derken su tabancası oynu başlamış yerimden fırlıyorum, hem zaten omuzlarım fazla yandı off yine homojen bronzlaşamadım.
   ”Suyun içine dal anneee oyuncağım düştüğğ” , "acıktım","çişim geldi" komutlar bitmiyor tabi “şimdi ben sırtına çıkıcam yukardan suya atlıcam” ,”ben dalayım sen beni çek”,”sen ilerden dal gel ben seni çekeyim anne”,”kale yapalım anne”,”susadım”, ”taş topladım bunları saklayalım”. Yapalım oğlum, hepsini yapalım evladım. Neyse ki artık kendi kendine oynayıp,yüzebiliyor. Denize atlayıp atlayıp çırpınıp takılıyor yada başka çocuklarla arkadaşlık kuruyor. Arkadaki cafeye gidip çiğdem,cips,su vs alıp gelebiliyor tabi ki sürekli izliyorum ben ama tek gidip alıp geliyor. 
Havuz içinde gözünü açmayı öğrendi, denizde şnorkel kullanmayı öğrendi, ilk defa geç yatmaya başladı. Gece ben denize girerken kıyıda sürekli söylendi, oda karanlıkta suya girebilmek için babasının başını şişirdi ve rahat yüzemediğim için erken çıktım ama olsun. Yazlıkçı 70lik teyzelerle kanka oldu:)) Hele yandaki komşumuzla geçen seneden beri inanılmaz bir balkon konuşmaları var kadın bahçeye çıkmaya görsün “fidaannn napıyonnn? çay var bizde hadi bize gellll" :))


 2 Ağustos itibariyle kolluksuz yüzmeyi öğrendi.Yüzmeyi öğrendiğinde kıyıda oynarken rahat ederim sanıyordum ama ne mümkün.. Boyundan büyük bir öz güven ve cesaret ile atıyor kendini suya o nasıl biz hız ama anlatamam,çekip gidiyor derinlere doğru. Ayy dertsiz başıma dert mi aldım acaba:) Ama minnak çok mutlu ve başarısından dolayı inanılmaz gururlu. Bisikleti de iki teker kullanmayı halleder belki diye denedim ama ona daha var anlaşılan çünkü önü hariç her yere bakıyor sağ olsun. Bu sefer onu Efes ve Bergama'ya götürecektim ama anneannemi tek bırakamadık hem olsun minnak ona çok iyi geldi.Bu seferlik kısmet böyleymiş. Daha sonra Urla bağ yolu rotasını gezmek üzere not ettim. Şimdi kürkçü dükkanına dönüş vakti, cumartesi kardeşime kız isteyeceğiz ve o gece bayram için yola çıkacağız. Sonrada yaz tatilini resmi olarak kapatıyoruz.Hadi bakalım.