25 Kasım 2015 Çarşamba

İki Yaş Çocuğunu Oyalayabilmek

 Tükenmek bilmeyen enerjileriyle, 2 yaş veletlerini oyalayabilmek pekte kolay değildir.Şimdiii biz neler yapıyoruz az çok bahsedeyim.
  İce çok aktif bir çocuk.O kadar hareketli ki çok çabuk dikkat çekiyoruz.Sanırım dışarda bana acıyarak bakıyorlar halbuki ben halimden memnunum.Hem arkasından koşmak beni formda tutuyor:) Oğlum için en önemli aktivite dışardaysak koşup,tırmanmak,yuvarlanmak.

Evdeysek salondan koridora kadar uzanan, minderlerden yaptığımız parkurda oyunlar kurarak eğlenmek.Yorucu ve çok eğlenceli oluyor.Bazen lavların üzerindeki taşlarda yürüyoruz, bazen uzaydayız, bazen okyonusta... Önceleri resim hiç ilgisini çekmezdi ama meğersem suluboya istermiş çocuk ben kuru boyalar ile zaman kaybetmişim hehe.

Oyun hamurlarından bir şekil dahi henüz yapmış değil, sadece mıncıklayıp,kesiyor ve toplayıp renklerine göre kutulara yerleştiriyor.Sevmedi yani.Yapbozları daha çok seviyor ve ilgi alanına göre aldığımız için biten resmin üzerine konuşmakta eğlenceli oluyor.Jenga bloklarımız var ama hep bana dizdiriyor,sonrada kepçesiyle yıkıyor.Legolarıda sadece üst üste diziyor,resimli talimatlara hiç uymuyor.

*Sevgili komşumuz Şeri ile lego oynarken.Burası annemin evi ve evet yerde oturuyorlar halı yok:))

Suni öğrenme ortamı hazırlanmış etkinlikleri zaten sevmiyor, bende zorlamıyorum nede olsa vakti gelince herşeyi öğrenecek.Süzgeçe spagetti yerleştirememiş yada maşayı kullanmak istememiş olması ona çok şey kaybettirmez.Aksine zorlanmamış ve annesiyle ilişkisi sadece etkinliklerden ibaret,öğretmeye dayalı olmamasını daha sağlıklı buluyorum.Ben daha çok öpeyim,koklayım,kahkahalar atsın istiyorum.İlerde annesiyle ve çocukluğuyla ilgili hatıralarının bu dönemde yaşadığı duygular ile ilgili olduğunu okumuştum.Ben stresle hatırlanmak istemem,annemle çok eğlenirdik dese,mutlu olduğunu anımsasa dünyalar benim olur.Aa unutmadan her anı dolu dolu yaşayamıyoruz tabi,o enerji zaten kimder var ki? Yorulduğumda atıyorum kendimi yere,oğlanı alıyorum gözümün önüne ve serbest bırakıyorum artık napayım.Dergileri yırtıyor,etrafı dağıtıyor,tencere tavalarla oynuyor..Birde duş var ki kurtarıcım resmen.Küveti dolduruyorum,atıyoruz içine oyuncakları, nerdeyse bir saat kadar oynuyor.Yeterki su olsun:)Bende yanına oturup dinleniyorum.Öğlen uyuduğunda bende uzanıyorum.Bunlar da enerji toplama yollarım.Eğer çok yorgunsam sadece serbest oyun oynuyoruz.Ayy aktivite yapamıyorum diye suçluluk falanda duymuyorum.

 Yağmur yada rüzgar yoksa hergün bir saat sabah,yarım saat kadar da öğlen uykusundan sonra parka çıkıyoruz.Hava iyiyse saatlerce dışarıda kalabiliyoruz.
*her seferinde cumburlop denize dalıyor üstü başı, ayakkabıları sırılsıklam tabi.hava sıcakmış soğukmuş umurunda değil.


Denize taş atmak,taşları boyanmak üzere toplamak,yaprakları renklerine göre ayırmak,kozalakları incelemek,kedi-köpek sevmek,çimlerde yuvarlanmak,kumla oynamak...Doğa da vakit geçirebilmek en güzeli,keşke imkanlarımız, yaşadığımız şehirde daha iyisine olanak verebilseydi.Olduğu kadarını değerlendiriyoruz ama bisikletimize binip ana-oğul güvenlice turlayabilmek isterdim.Hayvanları da çok seviyoruz.Sokak hayvanlarına yemek ve su veriyoruz.Gördüğü hayvanı kucaklıyor valla.İnstagramda paylaşıyorum bazen, kuş kovalarken ki yada kedinin birine sımsıkı sarıldığı videoları.

  Yaşıtlarının olduğu ortamlarda mutlu oluyor,daha çok konuşmaya çabalıyor.Bu yüzden akranlarıyla vakit geçirtmeye çalışıyorum ama bu ilişki yine kreş dönemine kalıcak.Zaten çoğu çocuk genelde hiç cevap vermiyor,korkup annesine kaçıyor,benim sosyal ve şaşkın oğlumda bakakalıyor.
 Tekerlekli herşey için ise çıldırıyor.Büyük kamyonları sürüyor ordan oraya,üç tekerli bisiklete biniyor ama pedalı çeviremiyor:)Çakmaktaş misali ayaklarıyla sürüyor.Akülü arabası zaten çok değerli.Ama en sevdiği bu plasmacar.

Günün yarısı bunun üzerinde geçiyor,her odaya bunla gidiyor:))
  Sabahları ise daha yaratıcılık ve dikkat gerektiren oyunlar oynuyoruz.Öğlen uykusundan sonra ise müzik dinleyip dans ediyoruz.Ev işlerine yardımcı olmasına olanak sağlıyorum bu da baya vaktimizi alıyor.Bulaşık makinasını boşaltma,odasını toplama,ben çamaşır katlarken onun çorapları eşleştirmeye çalışması,mutfakta yapabileceği işler..Yapabildikçe de sorumlulukları artıyor.
Renk ve sayıları sevdiği için bu tarz oyunlar hazırlıyorum bazen.Kartlı oyunlara karşı ilgisi var.Flash cardlar hazırlıyorum.Fotoğraf çekip bile yapılabilecek oyunlar.Ailenizin,meyvelerin,sebzelerin,nesnelerin ve hayvanların fotoğrafını çekip çıktı alın ve tekrar edin,evdeki benzeriyle eşleştirin.Öğrenmesi daha kolay ve sıkılmaz.
Kitap okumak hala çok ilgisini çekmiyor.Elimden alıp biraz kurcalıyor ve rafa geri koyuyor.Ananesi,dayısı ve ben biricik validesi:))) bolca kitap okuduğumuz için umuyorum ki ilerde çocuğumda kitap okumayı seven bir birey olur.
  Akranı olan her çocuk gibi İce ta çok meraklı ve algıları açık.En çok kullandığı kelime "bu ne,şu ne" ve cevabı aldığında da "hımmmm damam".Çenesi 5dk durmuyor ama sürekli birşeyler anlatıyor ve soruyor.
 Bu yaşın çocikleri kendilerine ait,küçük alanları çok seviyorlarmış.Yemek masasının üzerine örtü atıp altını oyun alanına çevirdiğimiz gibi büyük koltuk minderlerinden de ev yapıyoruz,içinde uzun süre oyun oynuyor,oyuncaklarını taşıyor.Yani illa bir aktivite hazırlamaya uğraşmıyorum hem bu şekilde oyunlarla daha çok eğleniyoruz. 
Akşam ailecek saklanbaç oynamaya başladık.(Babamız yorgun gelmediği zamanlarda)Saklanıyor ama beklemeden yerinden çıkıyor tabi:)Sobelemeye koşuyor heyecanla.
İnternetten bulup çıktı alınan eşleme oyunlarımız var."oyun önerileri" ve "free printable" etiketlerinde bulabilirsiniz.Çok daha fazlasını yakın zamanda yükleyeceğim efenim.
Yine internetten bulduğum hızlı geçişleri olmayan videolar var.Hayvanların seslerini taklit ediyoruz ki çoğunu bu şekilde tanıdı artık.Çocuk şarkıları çok eğlenceli ve öğretici.Five little monkeysle zıplıyor,whells on the bus,make a circle ve ıf you happy şarkılarındaki hareketleri yapıyor.Finger family ile parmakları hareket ettiriyor.


Ps.1: Yaygın kanının aksine 2-6 yaş arası çocukların çat çat yapboz yapabilmesini,araba modellerinin hepsini sayabilmesini,gezegenleri sıralamasını yada dinazor çeşitlerini bilmesinin zekilik göstergesi olduğunu düşünmüyorum.Çünkü her çocuk genele uymaz ve çocuklar sizin öğretmek istediğinizin aksine kendi sevdiği şeyler ile ilgili,büyükleri şaşkına çevirebilecek düzeyde bilgiyi kendi öğrenir.Bu yüzden size "benimki 40 çeşit hayvan bilir,50çeşit araba markası sayar" diye övünen anneleri dikkate almayın.

Ps.2: Hergüne çeşit çeşit materyaller ile etkinlik yapan annelere şaşırır ve üzülürdüm, çocuğumla bunları yapamıyorum diye.Ama işte her çocuk aynı değil ve "erken yaşta birşeyler öğretme çabası" da sağlıklı değil bunu fark ettim.O yüzden ne suçluluk duyuyor nede çocuğumu zorluyorum.
 Unutma!!! Sen çocuğunun sahip olabileceği en iyi annesin.Her güne bir aktivite yapamasanda,her öğüne taze yemek yapamasanda çok mu önemli? 
Verilebilecek en güzel şey sevgi sevgi sevgi:)

24 Kasım 2015 Salı

Kartondan Mutfak Yapalım mı?

  Evettt kartondan oyuncak yapımına devam.Kız çocukları için denilsede ben oyuncaklarda&renklerde cinsiyet ayrımına karşıyım!!! Hem en iyi chefler genelde erkektir dikkatinizi çekerim.
Bunlar yine pinterestten örnekler.İşime yarıyacak boyutta bir iki koli bulunca bende yapıcam oğluma.İkeadan aldığımız çelik tencere tava setimizde var.Yalnız evde artık yer kalmayacak bunu annemlerin salona kurucam:)
Ve bu şahane mutfağın tamamı için buraya tıklayın.







DIY Cardboard Garage - Ev Yapımı Otoparklar

  Ben evdeki kağıt,cam ve plastik çöpleri geri dönüşüm kutularına atıyorum ama bu kısa sürelide olsa oynanabilecek kartondan,tuvalet kağıdı ve kağıt havlulardan kalan rulolar ile yapılan oyun/oyuncaklar çok tatlılar.

Bu görsellerin hepsi "pinterest" ten alıntıdır! pinterestteki hesabımdan çok daha fazlasına ulaşabilirsiniz. @icebrk kullanıcı adıyla 







Oğluma Katlı Otopark Yaptım

  Öhömmm öhömmm ayıptır söylemesi oğlum artık bir iş adamı:)) Sizlerle geçen gün açılışını yapmış olduğumuz katlı otoparkın resmini paylaşıyoruz.Tesisimizde ayrıca araba yıkama servisi ve godoman müşterilerimiz için helikopter pisti bulunmaktadır;) Yakın zamanda benzinlik,rent a car,döviz bürosu,cupcake dükkanlarımızla da hizmet vericiğizz efenim.Ayyy şimdi aklıma geldi bir koli daha bulursam yazar kasada mı yapsam:)
Şimdiii gelelim otoparka, aylık ve senelik üyelik sistemimiz var haha tamam cıvıtmayalım artık..
Tamamiyle çer çöpten yapılmış olup, aynı zamanda oldukça kullanışlıdır.Tuvalet kağıdı ve kağıt havlu ruloları kullandım.Ayrıca yeni aldığımız tencere,tavaların kolileride baya iş gördü.Ne zamandır pinterestte görüp özeniyordum bugüne nasipmiş.Oğlanın çok hoşuna gitti.Eşim ise "oyuncaklara dünya para veriyoruz bir garajda alırdık yani,oğluma yıkık dökük oyuncak mı yaptın" dedi ve bu akşam ona yemek yok:))
Bakınız burada rakamları yapıştırdığım yerlerin hemen altlarına, miktarını belirten noktalar koydum.Bir yandan eğiticide bir oyuncak oldu..

Oto yıkamanın yanına da trafik lambası yaptık.İçeride araba yıkanırken "bekle" "sarı" renk annecim,aaaa "yeşil" oldu artık "geçebilirsin" hadi bakalım.. Belli kelimelerin tonlamasını farklı oluyor.Canı sıkılırsa uymuyor tabi canım.Öyle akıllı uslu oyun oynayan bir çocuk değil benim minnakım.

Bir sonraki postta pinteresten örnekler paylaşıcam sizlere daha çok fikir versin diye.Çocuklar ile beraber eğlenceli vakit geçirmek için güzel bir etkinlik.

22 Kasım 2015 Pazar

Renkli Çubuk Eşleştirme - Matching Game

  Sabah saatlerini renklendirecek,fazla materyal gerektirmeyen,eğlenceli bir eşleştirme oyunu bu.İsterseniz bu hazır şablonun çıktısını alıp oynayın, isterseniz hazırlamasınıda bizim gibi oyun haline getirin.Görseller blog.theconnectionweshare.com dan alıntıdır.Çıktıyı alıp ikiye bölüp çubuklar ile yada kuru kalem boyalar ile oynayabilirsiniz.



 Ben oğlumun önüne çubukları ve renkli kalemleri koydum,şekillerin şablonlarını kağıda çizdik ve boyadık.
Sonrasında da çubukları renkler ile eşleştirmeye başladık.Basit ve kolay bir oyun.Çocuğuda 10-30dk kadar oyalamaya yetiyor.Bilişsel beceri gerektiren bir oyundur.Daha fazla dikkat gerektirsin isterseniz evdeki başka nesneler ilede hazırlayabilirsiniz.(lego,kaşık,anahtar,şişe kapağı..)
Ayakkabı kutusuna bıçakla delikler açıp orayada yerleştirmesini istedim.Bu aslında 18 ay civarı başlanan bir oyun ama o zaman oynamak istememişti.


21 Kasım 2015 Cumartesi

Dede Evinde Bir Hafta

  "Çattttt".Anaaaa bacak kadar boyuyla suratıma kapı çarptı ya bu benim hiiii,bodur ergen nolcak,aynı amcası! Kime çekicek ki başka zati,babasının tarafından almış hep bu halleri..Çünkü ben York Düşesiyim ya hiçte arıza çıkarmam:) 

  Sabah kalkıyorum daha doğrusu oğlumun "anneeee anneee hadiii" diye , bülbülleri kıskandıran şakıması ile uyanıyorum(!).Şöyle bir göz ucuyla bakıyorum annem uyanmış geliyor oğlanı almaya,tamam koy kafayı uyuu.10dk bile kardır ayol.Babam yine birşeylerden şikayetçi,hooop aç koruma kalkanlarını çabuk çabukkk, çünkü ananda katılacak olaya.Göm kafanı yorganın altına..
Ama haklarını yememeliyim,geçen gün ki cazgırlığımdan sonra, evrene pozitif enerji göndermeye inandılar:) Onlar güne iyi başlıyor,şikayet yok,trafikte başka arabalara kızmak yok,sipariş gecikmiş söylenmek yok.Biri yoldan çıkacak olsa diğeri "pozitif aşkım pozitif" diyor..Allahım artık gülünç oldular,sevimlilerde ama.Bende ne nankörüm yahu..geldiğimizden beri bulaşık yıkamadım,yemek-temizlik yapmadım,sabahları da uyuyabiliyorum.Ne büyük zenginlik!
Daha ne istiyorum ki, ben de bilsem bi.Ama bunlar pms yüzünden bak.Yoksa anlaşıyorduk biz "pozitifff pozitifff":) 
Kocamın yokluğuda bir sebep tabi.Bir hafta oldu be insaf.Çocuğum her gördüğüne "baba nerdeee","babam gitti" diyor.Annemin gözleri doluyor.Konu komşu dertlendi oğlumun haline.Herkes seferber oldu, çocuğun günü dolu geçsin diye.Sabah yürüyüşü,park,gezme,akşam başka biriyle oyun vakti..uyuyana kadar hep ilgilendiler ama çocuk yinede akşama doğru hep babasını sordu:( Telefondan aramayıda biliyor,özlerse hemen arayıp konuşuyor sonra rahatlayıp oyuna devam.
(Bu kuklalı çocuk kitabıyla karı-koca şarkılar,masallar neler neler uydurdular.başarılı hatta olağanüstü performansları karşısında şaşkına döndüm)

  Bizimkilerde hayatını çocuğuna adayan evebeynlik modeli var.Ceza yok,şımartma ve sevgi bol.Gelsin süt dilimi gitsin turşu.Ne isterse yaptılar,verdiler.Annem zaten durmadan çocuğu yedirmeye çalıştı,çocuk baktı kurtuluş yok yedi:) Çocuk için azıp kudurdular,babam ayağının ağrısını unuttu.Çoğu zaman birbirimizi yedik çünkü çatıştığımız çok konu var.Bu arada sadece çocuk değil bende semirdim:) Börek,mantı,tatlı,sarma,kısır,çiğ börek,helva,kalburabastı..offf allahım bir ay aç kalsam sorun olmaz.
  Neyse bugun evime döndüm,eşim geldi,çocuğum huzura kavuştu,annemler bizden kurtuldu.Bence bir süre telefonlarıma bile çıkmazlar:)))) 
İnsanın evi gibisi yok ama anane rahatlığı ayrı birşey.Uyudum yahu mis gibi,kuaföre gittim,hergün gezdim..
Amannn ben kaçar çocuk uyumuşken dizilerimi izleyim..

Unutmuşum bak birde dilek feneri uçurduk kardeşim,annem,babam,ben ve İce.Akşamı beklediler birde daha iyi görünsün diye:)



15 Kasım 2015 Pazar

Yeni Sevdiceğimiz; Yapboz

  1 yaşına girdiği sıralarda oğluma iki parçalı yapbozlardan almıştım ve ilgilenmemişti.Zaten çok hareketli bir çocuk olduğu için duraksadığı,oturma gerektiren şeyler ile ilgilenmiyor.Neyse efenim ben o aralar üzülmekteydim "benim çocum niye zeka oyunu oynamıyo,niye hiç durmuyor,dikkatini toplayamıyor" diye.Hayır o yaşta çocuktan ne bekliyosun sen kadın? Hadi yaptı diyelim ne olcak yani.. Topladım kaldırdım tüm puzzle kutularını.Evet bir tane değil heves ettim,5 kutu almıştım.Accık ayarsız bir insanım:) 
 18 ay civarı çocuumun ilgi alanları belirginleşmeye başladı.Belli müzik tiplerini seçmeye başladı,kalemleri eline bile almazken hergün az az boya yapmaya başladı.Oyuncak seçimi ise inşaat temalı oldu.Vee puzzle, her sabah rutin oyunumuz oldu.Önce iki parçalar ile başladık.Taşıtlar ve hayvanlar temalı.Eola,galt ve orchard toys markalarını aldım.Kesinlikle daha kaliteli çizimleri ve baskı kalitesi.Kalınlar,kolayca yıpranacak ürünler değiller.21.ay civarı 6-8 parçalı olanlara geçtik.Onlarıda önce beraber sonra tek başına kolaylıkla yapmaya başladı.
22 ay civarı ise 15-20 parçalık olanları yapmaya başladık.Önceleri uzun süre beraberce yapıyoruz.Parçaları sıralıyor,birleştiriyor ve farkındalığını arttırıyorum.Kutuyu önümüze koyuyorum ve işte bak bu parçayı bulmalıyız,bunun altında resimde ne var hadi onu bul bakalım diyerek ufak yönlendirmeler yapıyorum.Bu arada tanıyor tabi..Sonrasında o yine kendi yapmaya başlıyor.İlgisini çeken kepçeli,traktörlü yapbozları alıyoruz ki severek yapsın,sıkılmasın."talk about puzzle" denilen yapbozu tamamladıktan sonra,kutunun arkasındaki sorular ile resmin hakkında konuşmayı başlıyorsunuz.Bir nevi kutu oyunu gibi ben çok sevdim.Şuan özellikle bu şekilde alıyorum."kaç tane kürek görüyorsun","kuşları bana göster","şöför hangi elini kaldırmış" gibi sorularla sohbet ediyoruz.Böylelikle bir oyun yarım saat kadar bizi oyalayabiliyor.
Yaşı ve gelişimine uygun oyun/oyuncaklar oynatmaya dikkat etsemde bu tarz şeyler tamamiyle çocuğun ilgi alanıyla alakalı.O yüzden çoğu zaman kutu üzerinde yazan yaş sınırına takılmıyorum.Kendi yaşına uygun şeyler ilgisini çekmiyor,basit geliyor.Büyük iş makinalarını seviyor ki bu alandaki oyuncaklara ciddi yatırım yaptık.Müzik aletlerinden hoşlanıyor.Yapbozlarda da inşaat teması aşkımız devam ediyor tabi.Zaten  rengi,teması,modeli çocuğun ilgi alanına uygun değilse o oyun dikkatini bile çekmez.
Bu tarz oyunlar zeka arttırmaya yönelik mi bilemem ama çocuğun gelişimine bir çok yönden faydası olduğu kesin.
Bitirip,tamamlayabilmek çocuğu mutlu eder.Hele birde övgü dolu sözler duyar,sizinde mutlu olduğunuzu görürse özgüveni tavan yapar.
Konsantrasyon ve hedefe odaklanma gerektirdiği için; dikkat eksikliğini giderir.Sınıflama ve sıralama yapmayı öğretir.En sevdiğim faydası bu:)
El göz koordinasyonu sağlar.
Problem çözme becerisini geliştirir.
Eee daha nolsun dimi? Hadi çocuğunuza bir yapboz seçtirinde ailecek,keyifle vakit geçirin..




8 Kasım 2015 Pazar

Çocuksuz Bir Gün

   Çocuksuz bir gün geçirdim ya ben! Evet tam 24 saatlik bir ayrılık değil bu ama iyi bir başlangıç oldu.Sabah kahvaltımızı yaptık ve oğlum babasıyla işe gitti.Akşam üstüne kadar tektim.Bunu zaten yapanlar var biliyorum ama ben günü kendime ayırdım anacım.Çocuğu yollayımda rahat temizlik yapayım diye değil!
 İce geçen haftadan soğuk algınlığı geçirmişti ve hala burnu akıyordu.Artık emzirme işi sadece yatmadan önce ve gece beslenmesi şeklinde.Gece iki kez kalkıyor,ilkinde su içiyor ikincide biraz emip uyuyor.Yok denicek kadar azaldı artık biticek yani wuhuuuuu:) Neyse işte yine bir sabah kalkmış üzerimi değiştirirken, sutyenimdeki kurumuş salya sümük izini fark ettim.Aynaya baktım da  uykusuz,bir gece önce yıkanmaya üşenmiş olduğundan saçı yağlı, hiiiiiiç benimle alakası olmayan bir kadınla bakışıyoruz.Bir aydınlanma anı yaşadım tabi:)) Eşimi resmen ayağımla dürttüm (artık nasıl sinirlendiysem) ve o arada da uzun zamandır pediküre gitmediğimi fark ettim.. "Çocuğu anneme bırakıcam lütfen olmaz deme gerçekten ihtiyacım var" ben bakalım yine ne bahane ile bırakmak istemicek diye beklerken o "bugun bırakma hayatım,yarın ben alırım oğlumu işe götürürüm,işten sonrada gezeriz,sende dinlenirsin biraz" dedi bide öpünce "heee iyi tamam o zaman,hehe olur olur öyle yapalım" diyiverdim.Ne safsak hatunum arkadaş hemen bi yumuşama, böyle bir kıvırma falan.Neyse sonuçta sabah çekip gittiler ve annem hemen telefon açtı; "önce kileri temizle emi bak orası çok dağınık,çocuk varken yapamayacağın işleri yap annecim"," he anne he tamam","ayyy iyilikte yaramıo yap işte işlerini ohhh ne güzel"... Ben çocuğu dinlenmek için gönderiyorum o bana temizlik diyor.Çoğumuzun annesi böyledir zaten,hayatları temizlik yapmakla geçer.Otur bugun birşey yapma desen yok yinede yapar.Ne demişler "çocuk büyüyen evde temizlik yapmak,kar yağarken kapı önünü süpürmek gibidir." Yarın yine temizliceksin zaten dinlen demiyor birde kızıyor.
 Oğlum kapıdan çıktığı ilk an kötü hissettim.Çocuğumun düzenini keyfim için bozuyorum,bencilmiyim ki ben acaba diye..Bunları düşünürken kahvaltıyı kaldırmış ve bulaşığa başlamışım:)Vallahi bilinçsizce.Pesss yani pes.Neyse hazır mutfaktayım diye düşünüp bir browni yaptım, sonra hoop duşa.Amann ne duşu be doldur küveti,çalıştır masajı,iyice yayılll dedim ve yaptım.Buruşup,uyuşana kadar çıkmadım suyun içinden.Ohh sefam olsun.Önce uyusam dedim sonra dizi izlemeye karar verdim.Aldım brownimi açtım iki bölüm Bones izledim sonra birazda Modern Family.Tamam tamam The Originals de izledim.Seviyorum napim.Yarım kalan kitabımı bitirdim.Baktım uykum gelmiyor ki İce evde olsa bir yere kıvrılmak için ölüyor olurdum şu saatlerde.Neyse kuaföre gittim saçımıda kestirdim.Marketten alınacaklar vardı ama hayır efenim bugun benim olucak dedim ve kapısından geri döndüm.Sonra dayanamayıp kileri açtım,temizlesem mi diye:)) Ama allahtan uykum geldi de uzandım biraz.
Bu arada eşim fotoğraflar gönderip duruyor.Amacı bak hala kaybolmadı,başına birşey de gelmedi,demek ki sen olmadan da yaşayabiliyormuş:) Yalnız adamcağız ona güvenmediğimi düşünmesin diye ben hiç telefon açmadım.Kendini yetersiz hissetsin de istemedim tabi.Hem kendine güvensinde yine böyle alsın götürsün, beraber vakit geçirsinler dimi ama..Yazın öğleden sonra annemle babama bırakıp denize gidiyordum,döndüğümde darılmış oluyordu.Beni görmemezlikten geliyor,dedesinin kucağına oturuyordu.Ama bu sefer babası yanında olunca öyle olmadı.
 Veee sadece 7-8 saat kadar ayrı kalsakta dinlendim,hemde çook iyi oldu.Psikolojisi rahatlıyormuş insanın.Güleryüzlü ve enerjik karşıladım çocuğumu,uyuyana kadar da pek bir güzel vakit geçirdik.Onun içinde iyi olmuş halinden belliydi.Kreşe gitse demek ki ikimizde daha çok rahatlayacağız diye düşündüm.Tabi o zamana kimbilir ne sorunlar çıkar allah bilir:)



5 Kasım 2015 Perşembe

İyileştirici Anne Öpücüğü

  En iyi ilaç anne öpücüğüymüş.Cidden bak! Yapılan araştırmalara göre, bebek ve çocuk hastalıklarında anne sevgisinin/öpücüğünün iyileştirmeyi hızlandırdığı tesbit edilmiş.İnanıyorum-uz!!!
 Yaşamaz denilen nice çocuk, annelerinin sonsuz ilgi ve sevgisi ile yaşamaya devam ediyor.Bu hastalık iyileşmez yada bu çocuk asla yürüyemez/konuşamaz denilen durumlarda mücadeleyi bırakmayan annelerin, genelde kazanan taraf olduğunu görüyoruz.Gözleri dolduran mucizevi kurtuluşu buradan okuyabilirsiniz.
  Anne kucağındaki bebekler ağrıyı daha çabuk unutuyorlarmış.Öpücüğün iyileştirmesi olayıda psikolojik etkisinin dışında, öperken geçen bazı bakterilerin geçmesi ile alakalıymış.Bu bakteriler soğuk algınlığı ve kulak iltihabı gibi hastalıkların iyileşme sürecini hızlandırıyormuş.
 
  İce maşallah çok sağlam bir çocuk.İlk yürüme çalışmalarında düştüğünden beri, bir kere bile "ayyy" diye peşinden koşmadık.Ama "ayyy yok birşeyin" diyerek acısınıda küçümsemedik.Çok hareketli bir çocuk ve o kadar çok koşuyor,tırmanıyor ki haliylede düşüyor.. Ben çocuğuma "hadi kalk oğlum,aferim kendin yapabilirsin,kendinle gurur duymalısın" diyorum.Buarada haddi olmayan vatandaşta feryatla koşup kaldırmaya çalışıyor yada yadırgayan bakışlar atıyorlar.İlk zamanlarda nasıl davranırsanız, çocukta öyle öğrenmeye başlıyor.Düşünce ve hemen sizin tepkinize bakarlar,eğer sakinseniz onlarda umursamaz,devam eder.Eğer siz panikseniz daha çok ağlarlar.Gerçekten canı yandığı durumu zaten anlarsınız ve müdahele edersiniz. 
Birde çarptığı eşyaya,mobilyaya kızan/vuran yetişkinler var.Misal kayınvalidem..Oğlum yaklaşık 11 aylıktı ve o 10 gün kadar bizde kalmıştı.Çocuk düştükçe yere "ehhh sana oğlumu düşürdün","ehh sana oğlumun canını yaktın" diye kızmaya başladı.Kendi düşüncesince çocuğun ağlamasına engel oluyor ve sakinleştiriyordu.Bu durum bence panikten daha kötü.Çocuk kendi hatasını kabul etmiyor ve zamanla her yanlışı için kendi dışındakileri sorumlu tutuyor.Allahtan bu dönem kısa sürdü ve bitti.Ama şimdi de komik bir durum var.Canı yandığında gelip "anne öp" diyor ondan sonrada hiçbirşey yokmuş gibi devam ediyor.Başkası öpüncede olmaz.
  Şimdi her "uff" olduğunda "annee öpp" diye koşuyor.Anne de gözlerini kedi yavrusu gibi kocaman açmış yavruyu, hemen şapur şupur öper ve bebeden gelen "ohh damam" ile durum kontrol altına alınır:)) Söylemeden geçmiyim oğlum doğmadan önce "ev için ilk yardım eğitimi" aldım, tabi bunun sürekli güncellenmesi gerekli.Neyse şimdilik ve çok şükür bu eğitime ihtiyacımız olmadı..Anne öpücüğü ile idare ediyoruz ve ben bu duruma bayılıyorum:))