"Less is more" kısa ve net herşeyi anlatıyor aslında.Çok beğendiğim bir mimar olan Ludwig Mies Van Der Rohe'nin sözü hatta mottosudur.Bir süredir hayatımın her alanına sadelik getirmeye çalışıyorum, buna ilk çocuğumun odasından ve elbise dolabımdan başladım.
Çocukların odaları,oyun alanları ve oyuncakları mümkün olduğunda sade olmalı.Aslında komple evlerde sade olmalı ama pek Türk tarzı değil tabi:) Biz son zamanlarda artık daha az eşya ile yaşamaya başladık ve yavaş yavaş azaltmaya devam ediyoruz.Bunun hepimizin üzerinde gözle görülür bir etkisi var, en çokta oğlumuzda.
Ne kadar çok oyuncak, o kadar çok oyun demek değil! Biz buldumcuk gibi kendimizden geçtiğimiz dönemde maalesef bu yanlışa düştük:( Çocuk ise fazla seçenekler arasında kayboldu ve karar veremedi.Oyunları çok kısa sürdü ve bizi sürekli dahil etmeye çalıştı.Bizde bir an evdeki oyuncak yığının içinde çocuğumuzun boğulduğunu fark ettik.
Yaşına göre olmayan,artık ilgisini çekmeyen ve yıpranmış olanları eledik yada bağışladık.Hatırası olan bir kaç taneyi sakladık.Geri kalanları üçe böldük ve dönüşümlü olarak çıkarıyoruz.Bir nevi "oyuncak rotasyonu" uygulaması bu.
Uyaran ne kadar fazla olursa çocuğun oyun süresi o kadar kısa oluyor.Çabuk sıkılıyor,eşyaları önemsiz görüyor ve kendini oyalayabilme süresi azalıyor.Ama oyun alanı sadeleşip düzene girdiğinde daha rahat oyun kurup oynayabiliyor.
Oyuncakları azaltıp etrafı sadeleştirdikten sonra İceoğlanı gözlemlemeye başladım.Daha önceki kargaşada hiç ellemediği şeyleri alıp inceledi mesela.Başka odalardan topladığı eşyalar ve oyuncaklarıyla oyun kurdu ve pek tabii benide dahil etti:)
Serbest bırakıldığında çamaşır leğeninden pota yaptı yada oyuncak ayısını alıp battaniyesiyle içine girip yattı..
Mesela kağıt havlu rulosundan dürbün gibi bakıyor bende hemen bir şarkıyla eşlik ediyorum ve korsancılık oynuyoruz rrrr:)
Koltuk minderlerinden mağara yapıyoruz, bazen ev tipi gym alanı bile oluşturuyoruz.Minderlerin üzerine basarken sayı sayıyor ve şarkı söylüyoruz.Bu arada oyunun içinde doğal olarak sayıları tekrar etmiş oluyor.
Dışarda zaten kum,taş,ağaç,çimen,böcü börtü saatlerce oyalanabiliyor.Dışarıda asla tablet,telefon vermiyoruz! Evde sınırlı ve kontrollü vermeye başladık.
Kısacası benim gözlemlediğim ne kadar yalın bir oda o kadar rahat bir çocuk.Bu benim içinde geçerli tabi eşyalar azalında daha hafif hissettim.
Yaniii "az çoktur." Sadeleşmeye devam.
*sadeleşme konusunda cesaretlendiren yazılarından ötürü öğrenen anneye teşekkürü borç bilirim!