7 Kasım 2017 Salı

Yeme Alışkanlıklarımız Değişiyor

Çoook basit ama geçerli bir kural "Çocuğunun nasıl beslenmesini istiyorsan,sende öyle besleneceksin!" Sen kolanın yanına kızartma götürürken o çocuk buharda pişmiş gacur gucur sebzeyi mi yiyecek sanıyorsun? "Amannn pizza söyleriz aç kalmasın yeter ki" diye düşünen bir annenin çocuğu bulgurlu pırasayı yemez değil mi? Bende yemem şahsen..
  Tüm ailem için istediğim yaşam boyu sağlıklı beslenme alışkanlığı edinebilmemiz.Çocuğun yeme şeklini bizim alışkanlıklarımız etkilediği için de değişim önce bizde başlıyor.Eşimle anlaşmakta en çok zorlandığımız konu bu.Alma diyorum eve, abur cubur saçma sapan şeyleri alma! Yani görseniz 36 yaşında bir adam değilde bir ilkokul çocuğunu markete göndermişin gibi bir alışveriş poşetiyle dönüyor.Sonra vay efenim akşam uyuyamamış.Ben paketli gıdayı özelliklede şekeri ve gluteni kestiğimde inanılmaz enerjik oluyorum.Ne eklem ağrısı,ne uykusuzluk,ne kronik yorgunluk kalıyor.Tabi bu benim açımdan sürdürülebilir bir durum değil.Birde psikolojik boyutu var bunun mesela bazen canım çekiyor, sonuçta çelik gibi bir iradem yok.Dışarıda almıyorum ama o sırada evde elimin altında ne varsa yiyebiliyorum:( Dertliyim bu konuda ve kendimi değiştirmeye çalışıyorum.Oğluma karşı da bu yüzden daha dikkatliyim.
  Ben çocuğunun gün içinde yediklerini porsiyon yada kalori hesabına ayırıp,kiloyla gelişim takibi yapan bir anne değilim.Aslında bir çocuğum var ve bu zor olmasa gerek ama bana göre gereksiz çünkü "olması gerek listesi" üstümde baskı yarattığı gibi olmadığı zaman da gerginlik yaratıyor."Ooo öğlen karbonhidrat yedi,akşam protein vereyim, yanınada ne içse demir emilimini arttırır acaba" diye düşünen arkadaşlarımın yanında mağara kadını gibi kalıyorum:) 
  Ek gıdaya ilk başladığımız zamanlarda daha dikkatliydim ama artık daha fazla sorumluluğum var ve çocuğumda büyüdü.Zevkleri gelişen ve "hayır" diyebilen bir çocuğa zaten herşeyi yediremiyorsunuz.Üstelik yaşına göre kalori ihtiyaçları değişiyor ve bu gün içinde harcadığı enerjiye görede değişiyor.Ne kadar su tüketiyor,öğlen uyuyor mu,şekerli gıda ne sıklıkla tüketiyor,o gün canı ne yemek istiyor.. Bu yüzden kendime sorduğum bazı sorular var.Bunlara verdiğim cevaplar beni tatmin ediyorsa tamam diyorum,iyiyiz.Bunlar;
  • İşlenmiş gıdalardan ne kadar ve ne sıklakla tüketiyor?
  • Beslenme ve ödül ilişkisi kurduk mu?
  • Mevsim dışı meyve sebze tüketiyor mu?
  • Aldığı ürünün paketini inceliyor muyuz? (okuma bilenlerin paketleri okuma alışkanlığı edinmesi önemli!)
  • Acıktım diyebiliyor mu? (Çoğu anne acıkmadan kendine uygun gördüğü saatlerde besliyor)
O gün içinde zeytinyağlı kabak yada kıymalı karnabaharı kakışlamaya çalışmaktan ziyade,uzun vadede bir sebze yeme alışkanlığı geliştirsin istiyorum.Köye gittiğimiz zamanlarda zaten işlenmiş,paketli herşeyden ve fastfooddan uzak kalıyor ve hiç aramıyor da ama önemli olan tüm bunların içindeyken de karşı koyabilmemiz.Orada yemezse aç kalıyor,güçten düşüyor ve istediği şeyi başaramıyor ya hemen araya giriyorum "o kayaya tırmanmak için kemiklerin ve kaslarının daha güçlü olması lazım bebeğim.Daha çok uğraşmalı ve denemekten vazgeçmemelisin!" hemen araya kamu supotu gibi “sen ayranını içtin mi annecim?" diye girerek farkındalık yaratma çabam ahahaha kendi halime gülüyorum.Ay resmen fırsatçılık.Hatta daha sonradan fark ettiğim daha kötü bir boyuta getirmişim olayı.Ne kadar yanlış yaklaşımlarmış:( Günü kurtarmak adına “bugün çabuk yoruldun çünküü öğlen yemek yemedin”, "bundan yemezsen kısa kalırsın amaa bak buuuu boy uzatır" Eee kısa olsun ne olacak bu bir kusur değil bir özellik aslında.Görünüşle ilgili bu çeşit bir etiketleme yaptığım için kendimden utandım.Afrikadaki aç çocukları anlatıp sen şanslısın demek kadar acımasızca yada uçak geliyor kadar saçma değil ama uygun da değil! Fark eder etmez değiştirdim bu tutumu.Zaten genel tutumumuzla uyuşmadığı için bir işede yaramadı. “İnsanlara kısa diyilmez anne!” PEKİ!
   Mükemmel değilim ve değişime açığım.Zamanla daha iyi yönde geliştiğime inanıyorum.O gün sebzesini yesin diye yaptıklarım ilerde farklı konularda sorun olabilirdi.Artık çocuğumun yedikleriyle geliştirdiği pozitif ilişkiye odaklanıyorum!Daha doğrusu buna çalışıyorum,çabalıyorum..





2 yorum:

  1. :( Ya çok fena oldum, çok haklısın ve ben bu dediklerinin hepsini yapıyorum. kızım bana hayatı boyunca HİÇ acıktım demedi mesela ve evet o "yemezsen büyüyemezsin" bizim evin klasik günde 3 vakit söylenen sözleri arasında. türkiye'de anane dede olunca iyice abartılıyor, sofrada sadece onu yedi mi, bundan da ye kızım, öğlen ne yiyecek (kahvaltı masasında), bi tane de benim için ye.. ayyyyy fenalık geldi giz :( bana geldi, ona nasıl gelmiştir! bir aydınlanma yaşadım şu an.. bak oğlana ilk günden (kızdan fırsat kalmadığı için) hiç ilgi göstermedik, tam tersi oldu, çok haklısın.. offfff :( bırakamıyorum da bu huyumu, korkuyorum günlerce yemeyecek diye (yaptım aslında onu da, 3. günün sonunda sinirlerim bozuldu, yemedi azizim!) Aslında problemler hep bizim kafamızda, biz neye takarsak o da onu iteliyor! Offff..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen! Harap oldum yemek savaşı verirken baktım olmuyor bıraktım naapayım yani kendimi geriyorum,çocuk mutsuz..Üstelik yemek vakti geldiği zaman huzursuzlanmaya başlamıştı.Şimdi daha iyiyiz hatta dha mutlu “ooo buna bayılırım mmmm” “dolmanın içini yerim ben biberi kalsın,dışını sevmem” diyebiliyor.Aksi olduğunda direkt tabağı itekleyip bunu yemem diyordu,hiç tadına bakmadan.Gerginlik demek ki hissedilen ve karşılık bulan birşey çünkü ben rahatlayınca oda daha iyi yöne gitmeye başladı şükür!

      Sil