25 Eylül 2018 Salı

Böyle Bir Hal İçindeyim


    
  Kahve üstüne kahve devirdiğim günler geldi yine.. Düşüncelerimi harekete geçiriyor bir çeşit enerji veriyor.Sanırım bağımlılıklarda böyle başlıyor?? Kahve derken üstüne kaynar su dökülen nescafe'yi kast etmiyorum tabi.Eşimde tam bir çay insanı,yaz kış sıcak soğuk fark etmez sert seylan çayı içer.Çayla aram pek yok yasemin yada earl grey belki. 
  Şimdi sabahları çok erken kalkıp türk kahvemi yapıyor yanına 3-4 çiğ badem götürüyorum.Bir ara su soğuk sıkım meyve&sebze sularına takmıştım:) Yazları enerjim farklı oluyor tabi.
Evden çıkmadan bir kaç işimi halledebilirsem ne mutlu. Yolda bir kaç sayfa okusam..Berkay okuldan geldiğinde oyun oynasak,yemek yesek,öpüşüp koklaşıp yatırsam ve sonra yatana kadar yine iş güç.. 
  Çay ve kahve insanını ayırıyorlar hep al takılacak başka bir konu daha:) Bir kere tam battaniyemi almış,cam kenarı koltuğuma gömülmüş,kitabıma başlamışken zırt pırt çay almak için yerimden kalkmak bana göre değil.Tam masa başında muhabbete dalmışken çaylarını tazelemek için kalkmak ve bu servisi yapmaktan da hoşlanmıyorum,herkes bilir. Ben kitabıma dalmışken kahvem ve yanına götürdüğüm o kıyır kıyır bol çikolatalı hafif tuzlu kurabiyelerim ile mutluyum. Kahve kutusunun kapağını açtığımda o koku bana küçük bir mutluluk veriyor.Kahvem demlenirken kutunun üstündeki Klimt'in Kiss eserine dalıyorum..nasıl güzel! Kırılgan, gerçek,cesur..Kiss. İlk öpüşmeyi değilde o ilk gerçek öpücüğü hatırlatıyor insana, hayatının aşkıyla ilk öpüşmen! Sonra bir bakıyorum kahvem olmuş. Ruh halim One more of cup coffee/Bob Dylan dan Ezgi'nin Günlüğü/Fincana Kahve Koydum Gel e hatta Cat Stevens/Wind e sonrada oradan oraya atlıyorum.. Şimdi de Little Red Lung/Fangs çalıyor. Dışarıda yağmur var ve bahçenin kokusu gelsin diye pencereyi açmışken komşunun piyano çalıştığını duyuyorum.bence iş yerimiz harika bir konumda.Şu piyano çalan her kimse gerçekten amme hizmeti yapıyor.
  Yeni kitaplar sipariş ettim. Aslında okunmayı bekleyen yazın gezmekten vakit ayıramadığım kitaplarım var. Berkay içinde bir liste yaptık beraber ama param kalmadı:) Bir sonraki ayda onları almam lazım.Yeni dizilere başladım.Spor yaparken dizi izlemeyi sevdiğimi herkes bilir. Jim Carrey sevenler için Kidding diye bir dizisi başladı,ikiz çocuklarından birini kaybeden ve bunla başa çıkmaya çalışan bir çocuk programı yapımcısını canlandırıyor. Ayy izlediğim komedilerde bile trajedi var hey allahım bu güz mevsimi beni bir tuhaf yaptı.Kendimi herhangi bir akıma tümden ait görememekle beraber bu mevsimlerde özellikle beat kuşağına yakın hissediyorum.O çekip gitme ve sürekli hareketlilik halinde oluşlarına değil de doğayı çok sevip saygıda duysalar da dünyanın ne olursa olsun b.ktan bir yer olduğunun ve bunun düzeleceği gibi romantik düşüncelere kapılmanın saçma olduğunun farkındalar. Eveet bir sonraki o "Güzel günler göreceğiz çocuklar,motorları maviliklere süreceğiz.." dönemine kadar aradığınız Giz'e ulaşılamamaktadır:)  
  Spora gelince, yazları fazla aktif oluşumuz sebebiyle aslında daha çok sıcaktan bunaldığımdan aksatıyorum ama yeniden haftada üç gün olmak üzere başlıyorum en azından mayıs'a kadar yine böyle gider. 
  Sonbahar'ın o müthiş kızıllığı içinde büyülenmek,soluklanmak için hep bu mevsimde iki kez geziye çıkarız sanırım bu sefer bir kez ancak yapabileceğiz.Malum ekonomik durumlar tuhaf.. 
Şimdi kendimi o kurumuş yaprakların üzerinde dolaşırken hayal etmek harika.Sonra en uzun ağaçların olduğu noktaya gelip yere uzanmak ve o görkemli gövdesini,dalların nasıl ışığa ulaşmak için yükseldiğini..güneş ışınlarının harelerini izlemek..Karadeniz'in sık ve inatçı ormanlarından gündüz vakti bile ormanın içi çok aydınlık olmuyor.Tehlikeli hayvanların çoğu kış uykusunda o yüzden aman ayı çıkar derdi de yok.Böyle yerde boylu boyunca uzanmışken bir fotoğrafımı çekmiş eşim sonra bende yayınlamıştım. "Şuan sadece üstünde hangi böceklerin dolaştığını,karıncaları ve yaprakların altındaki çamuru düşünüyorum" yazmış biri.Çok pahalı bir spor ayakkabımı o çamurlara veda ettim maalesef şimdi akıllandım eski bir yürüyüş ayakkabısı giyiyorum ama onun dışında hiç böyle şeyler düşünmedim.Yani doğadasın herhalde börtü böcek olacak! Onların yaşam alanındayız değil mi? 

"Nature is not a place to visit. It ıs home."

  Tamam karman çorman oldu biliyorum ama şuan bende bu haldeyim zaten:) Dışarıdan öyle gözüküyor muyum bilemem..günlerimiz gayet normal geçiyor gibi.Neyse şimdi Berkay için ,özel isteği üzerine, dünyanın en soğuk ülkelerini ve oralarda yenilecek neler yetiştiğini araştırmalıyım.







"Sanırım insanlar, hayatın hiçbir anlamı olmadığı gerçeğini kabullenemiyorlar. Bu gerçek onları çok fena rahatsız ediyor." David Lynch













6 yorum:

  1. Yakutsk'a bir bak derim. Et et et et et yiyorlar biraz sorunlu bir durum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman tanrım nasıl bir yer orası? Eti geç zaten orada yaşamayı kabul etmeleri srounlu bir durum:)

      Sil
  2. Ben de kahve insanıyım ve seni çok iyi anlıyorum.

    YanıtlaSil
  3. biliyor musun? benim en sevdiğim hallerdir bu haller. bana tam bir sonbahar modu yazısı gibi geldi. Berkay'ın araştırma konusu da pek keyifli. Yanına kahve? :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonbahar mode on:) Ve kahve teklifini asla geri çevirmem!

      Sil