16 Nisan 2018 Pazartesi

Hafta Sonu Yavaşlığı


    Hafta sonları en sevdiğim şey yavaş geçen kahvaltılar. Bir süredir İstanbul'da hafta sonu için kahvaltıya dışarı çıkmayı bıraktık. 

Düşünsene sabah erkenden kalkmak lazım birde piknikçi trafiğinde (!) boşa giden zamanı düşündüm hem sonra hiç sevmediğim şey dip dibe masalar, üstelik evdekinden farklı hiç bir şey olmamasına rağmen istedikleri fahiş fiyat artık beni bezdirdi. İzmir bu konuda hem çok seçenek hemde daha uygun fiyata daha doğal ürünlerle, bol çeşitle kahvaltı imkanı sunuyor, gözünü sevdiğimin memleketi! Neyse biz artık evin sakinliğinde herkesin kendi özel zevkine uygun hazırladığımız yiyeceklerimizi muhabbet ederek tıkınıyor ve "bugün naapsak" diye düşünüyoruz. Hafta sonu demek aile zamanı demek. E baharda geldi öğlen güneşinde yürüyüş,çiçek ve böcekleri incelemek. Bazen kuşların bazen rüzgarın ormanda yarattığı müziği dinlemek yada sadece dalgaların sesi ve Berkay'ın çığlıkları:) En sevdiğimiz yiyeceklerden hazırlayıp atıştırmak,kumlarda oynamak,belki biraz kitap okumak,sonra biraz kirlenmek..bolca gülmek.. İşin stresini ve gelecek kaygılarını biraz olsun kenara bırakabilmek ve sadece birbirimize konsantre olmak.
Gezilecek müzeler,sergiler yada denenecek mekanlar oluyor mesela seçenek o kadar çok ki bunca insan neden avmlere tıkıyor kendini anlayamıyorum. 


  Biz bu hafta sonu ne zamandır ziyaret etmek istediğimiz Barış Manço' nun Moda'da ki müze evine gittik. Çocuklara para almıyorlar yetişkinler için giriş ücreti 10 tl. İçeride Barış abinin şarkıları eşliğinde geziyorsunuz.Bahçedeki domates,biber,patlıcan ve bodrum kattaki şövalye odası minnağın en ilgisini çeken bölümler oldu. Adam Olacak Çocuk programından bir photo booth hazırlamışlar orada fotoğraf çekildik,yüzüklerini,ilginç kıyafetlerini falan incelediğimiz keyif aldığımız bir yer oldu.

Çıkınca hemen sahile parka inip orada vakit geçirdik.Herkes çimlerde köpeğiyle oynayan,okey takımını kapıp gelen, kitap okuyan,top oynayan,spor yapan,dans eden,gitar çalan..envai çeşit insan var Moda Sahilinde. Kayalarda oturup yelken yarışmasını izledik biraz bizde minnak için bu sporlar ilgilensin istiyoruz bakalım ileride o da ister umarım. Türkiye de 7 yaş öncesi başlanmıyor o yüzden vakit var.


Birde minik ve şirin bir tatlıcı keşfettik.Enfes bir Torta Al Mascorpone minnak tarafından üç dakikada mideye indirildi ben Limoncello Tiremusu yedim ama bir dahaki sefere Churros deneyeceğim. Çok seviyorum Kadıköy'ü çok! 



   Pazar sabahı da Şile'ye gittik havalar iyileşmeye başlayınca bizim tatlı ve sakin balıkçı kasabamız da kalabalıklaşmaya başlamış o yüzden iki üç saat sahilde oynayınca oradan çıktık, deniz fenerine uğradık ve sonra köy köy gezerek kendimize yeni ve sakin bir mekan keşfettik. Polonez ve Cumhuriyet köyü aslında çok güzel mekanları olan ama inanılmaz derecede kalabalık ve hem gidiş hem dönüş trafiği artık işkence olan yerler. Geçen senelere kadar buraları çok sık tercih ediyor olsak ta artık hafta sonu rotamızdan çıktılar. Bu hafta kendimize şöyle katlanır masa,sandalyelerden ve birde araba buzluğundan almamız lazım.

Profesyonel piknikçi olamaya adım atıyoruz yani Berkay çok hevesli hatta kamp yapmakta istiyor, bakalım.. Önümüzdeki hafta sonu havalar iyi olursa başka başka planlar düşünmem lazım. Şimdi bir sürü iş güç beni bekler.

2 yorum: